Öncelikle T.C. Mardin Valiliğe ve T.C. Mardin Büyükşehir Belediyesi‘nin öncülüğünde gerçekleşen Uluslararası Uçurtma Festivali‘ne katkılarından ötürü teşekkürü bir borç bilirim. Toplumsal ve sosyal birlikteliğin, rengarenk çocukların bir arada gökyüzünün sahibi olurcasına umutlarını yani uçurtmalarını gökyüzünde dans ettirmeleri kadar şahane bir mutluluk olamaz!
Bu etkinlik her yıl geleneksel olarak devam edeceği gibi, umarım katılımcıların her yıl artarak birliktelik ve kardeşlik hukukunu daima ön planda tutacaklarına canı gönülden inanıyorum. (:
Ben de umutlarımı gökyüzüne saldım…Video da ne kadar eğlendiğim belli sanırım. (:
Mardin sokaklarında gezerken şahane bir yere denk geldim.
‘Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak kardeşçe yaşamayı unuttuk.’ demiş, ne güzel söylemiş Martin Luther King.
Duvarlarında da yer vermiş İzlaart kafe sahipleri. Bu mekan inanmazsınız belki önceden ahır olarak kullanılırmış. Şimdi ise tarih kokulu bir yer haline gelmiş. Öyle güzel bir hale getirmişler…Pek samimi mekan sahipleri kahvemizi içerken, kahvaltı sofrasına davet ettiler de öyle öğrendim buranın hikayesini.. (:
Mardin’ e girince sizi yeni Mardin karşılıyor sonra eski Mardin geliyor ardından… Sokaklarında kaybolup duvar yazılarında fotoğraflar çekindim. Ben burayı çok sevdim.
Mardin‘de mutlaka görmeniz, gitmeniz gereken yerler:
– Midyat / Meryem Ana Kilisesi
– Midyat / Mor Gabriel Manastırı
– Midyat ara sokakları
– Altunboğa Medresesi
– Eski Mardin / Ulu Cami
– Kasımiye Medresesi
23 Nisan’da ben Mardin’deydim. Bu güzel çocuklarla o gün fotoğraf çekildik. Öyle masum öyle utangaçlar ki… Çocuklardan öğrenecek çok şeyimiz var. Çocuklarla geçen zaman hiç bir zaman kayıp değil… Benim de ruhum çocuk, hayallerim çocuk… Hep çocuk kalmak dileğiyle…
Leave a Reply