Gittiğim her yer anlamlıdır, her eşyanın da bambaşka anılarını biriktiririm. Kendime yük mü yaparım bunu bilmem ama gidilen yere kiminle gittiğin, yapılan etkinlikte yanında kim olduğu öylesine etkili ki aklımda kalması adına.. ‘Karaköy’ denilince herkesin aklına kahve gelir ya benim de Dem Cafe gelir. Elbetteki kahve de geliyor ama Dem benim için ayrı bir anlamlı....
Mübarek Ramazan ayı benim için hayli zor geçiyor. Allah, tüm müslüman aleminin orucunu, ibadetini kabul etsin! Ramazan başından beri pek evden çıkamıyorum. Bir Galata Konak kafeye gittim. O muazzam yemeği de buradan anlatmazsam olmazdı. (: Sözü kısa keseyim . . . Şahane bir manzara, efsane yemekler, nezih bir ortam… Daha ne olsun! Ramazan menüsünü size...
Bugün, Topkapı Sarayı ve Sarayburnu arasında yer alan büyük ve yeşil parktan bahsedeceğim size : Gülhane Parkı.. Bu park Osmanlı zamanında Topkapı sarayının dış bahçesi imiş. Restore edildiğinden beri temiz ve huzur verici.. Şehrin gürültüsünden, kalabalıklığından bunalanların hafta sonu kendini attığı yeşil huzur.. (: Sultanahmet’e gidip Gülhane’de bir çay içmeden geçerseniz bence çok şey kaçırmışsınız...
Çengelköy, hem tarihi bir mekan oluşuyla hem bendeki anılarıyla hemde İstanbul manzarasının bence en güzel izlendiği yer olması hasebiyle en özel kıldığım mekanlardan. Bu hem’lere daha niceleri eklenir eklenmesine ama sizleri de sıkmak istemem doğrusu… Bir pazar sabahı İstanbul boğazına karşı bir kahvaltı edeyim diyorsanız veyahut akşam arkadaşlarımla hem tatlı yeyip hem tatlı konuşup hemde...
Herkese kocamaan merhaba, Gelen mailler ve dm’ler beni öyle sevindirdi ki anlatamam. Gittiğim, gezdiğim, yediğim, içtiğim ne varsa paylaşıyorum. İşte bu paylaşımların her kitleye adım adım ulaşması, okunması ne güzel bir duygudur. Bence İstanbul’da hala keşfedilecek çok güzel, çok özel mekanlar var. Ama siz dert etmeyin ben her daim araştırıp, yazmayı kendime bir görev bildim, keyfinden...
Merhaba herkese, Farklılığı seviyorum, yeni yerler keşfetmeyi seviyorum diyorsanız şimdi yazacaklarıma kulak verin. (; Yemek yemeden bir gün geçirebilir misiniz ? Ya da su içmeden ? Dışarı çıkıp gezdikten sonra özel bir şeyler yemek, farklı mekanlarda vakit geçirmek, kendi kendimize çizdiğimiz sınırlarımızı aşmak için ve en çokta kendimize zaman ayırmak için ”ne yapsak”, ”nereye gitsek?”...
İstanbulda en sevdiğim mekanları 5’le sınırlandırmak çok zor oldu aslında. Şimdi eklediğim kafelerden bazıları İstanbul’a başka açılardan bakmanızı sağlarken, bazıları ise kahvesi veya çayı ile sizi etkileyecek. (: If you come to Turkey / İstanbul, you have to see those place. 1.Brew Caffe Works – Eminönü/Cağaloğlu Kahve severler için şahane bir seçim olacaktır ”Brew”. Üstelik...
Bir haftayı daha geride bıraktık. Bu hafta hüzün, dua ve düşünlerle geçti benim açımdan. Buz gibi hava titretirken içimi bir de yangın hissi vardı tarifsiz… Buz gibi havaya aldırmadan düştüm Seyr-i Cihan yolllarına. Gizli kalmış, yeni açılmış, şahane manzaralı yerler keşfetmeyi seviyorum. İstanbul’u rahatça seyredebileceğim, çayımı yudumlarken tarih kokusunu içime çekebileceğim nezih ve şehrin kalabalıklığından...
Günlerden çekim günüydü ve gün sonunda her zaman olduğu gibi bi kahve molası için mekan arayışındaydık. (: Bahçelievler’de gezerken gözümüze takılan kafeye gitmeye karar verdik. ‘’Reishi Cafe’’ Kafe adını şifalı mantardan alıyor. Bitkiler âleminin tedavi edici kralı olarak bilinen reishi hakkında size anlatacaklarımı duyunca biraz şaşırabilirsiniz. Mantarlı kahve mi olurmuş? Kahvaltı gevreğinde mantar tadı nasıl...
Benim için önemliyse ‘O’ yer, ‘O’ kişi, ‘O’ mekan tüm yollar kısalır gözümde. En uzak yer bile en kısadır. Beni bilenler çok iyi bilirler bu huyumu. Ne hava şartları engeldir gidişime ne de biri! Bu hep böyle oldu taaa ki bu seneye kadar belki bende diğer insanlar gibi hassasiyeti bir yana bırakıp, uzatmalıydım tüm yolları,...